Anılarda kendimizi daha güzel görmemiz zamanın bize yaptığı küçük bir şaka gibidir. O dönemlerde nefret etmiş olabileceğimiz o fotoğraflara şimdi dönüp imrenerek bakıyoruz. Zaman geçtikçe geçmişteki halimize bakıp özlem doluyoruz. Bunun asıl sebebi yıllar geçtikçe asıl güzelliğimizi kaybetmemiz değil, bedenimizi olduğu gibi kabullenemeyişimiz. Zayıf görünmek veya toplumun bizi güzel değerlendirmesi değil, aynaya baktığımızda bedenimizi sevmek kazanmamız gereken bir bakış açısıdır. Bedenlerimizin görünüşümüzden daha fazlası olduğunu anlamak ve bizim için yaptığı her şeyi kabul ve takdir etmek, kendimizi sevmenin anahtarıdır. İçinde bulunduğunuz bedeni sevmek kolay görünmeyebilir, fakat bunun için hiçbir zaman yapabileceğiniz bir şey olmadığını düşünmeyin.
Övgülerinizi Kendinize Yöneltin
Herkesin kendi bedenini sevmeye başlama yolculuğu farklıdır. Fakat kendini sevme yolunda herkesi birleştiren bir gerçeklik vardır: Vücudunuzdan nefret ederek onu seveceğiniz bir hale getiremezsiniz. Ergenlik yıllarından sonra geriye baktığımızda birçoğumuz kendimize karşı ne kadar kötü davrandığımızı ve kendi beden algımızın hiç de adil olmadığını görebiliriz. Kendi bedeninizi sevme sürecinde köşeye sıkışmış, yapabileceğiniz hiçbir şey yokmuş gibi hissediyor olabilirsiniz. Özbilinç sahibi olmak, bedensel farkındalığınızı yüksek tutmak zorlayıcı olabilir; bu konuda size en büyük yardımı dokunacak olan şey nezakettir. Kendinizle kuracağınız ilişkide öncelikle kendinize karşı nazik ve anlayışlı olmalısınız. Çevrenizde birçok insana yönelttiğiniz nezaketi artık kendinize yöneltme zamanı. Elbette bu kolay olmayabilir. Bazen içinizdeki nezaketi kendinize yöneltmek emek ve zaman gerektirecektir; ancak kendinize karşı anlayışlı davrandıkça sevginin içinizde filizlenmeye başladığına ve büyüdüğüne tanıklık edeceksiniz. En sert eleştirileri bazen kendimize yöneltiriz. Bu yolda öncelikle bu sert eleştirileri kırmanız gerekiyor. Öte yandan, kendinizi cesaretlendirebilecek en büyük güç kendi desteğinizdir. Ne yaparsanız yapın, her zaman en büyük destekçiniz olun.
Kendiniz İçin Doğru Kıyafeti Seçin
Geriye dönüp baktığınızda alışveriş yaparken kıyafet deneme, soyunma odası gibi deneyimler size neyi hatırlatıyor? Birçok insan için bu deneyimler kötü ışıklar, havasız ve dar alanlar, bedeni uymayan kıyafetler gibi anıları canlandırıyor. Eğer bedeniniz 3XL üzerinde ise, aradığınız bedeni dahi bulamamış olabilirsiniz. Böyle deneyimler birçok insanı kendini sorgulamaya ve kötü hissetmeye iter. Fakat emin olabilirsiniz, genellikle durumun kaynağı siz değil, kıyafetler ve mağazalar. Toplu olarak üretilen giysiler, her mağazanın özel beden tablosuna ve belirlenen beden aralığına göre üretilir. Bir mağazada XL bir tişört sizi boğucu derecede sıkabilirken başka bir mağazada daha küçük bir beden üzerinizde bol durabilir. Bunun nedeni, mağazanın belirli müşterilere, üretim uygulamalarına ve maliyetlerine göre boyutlandırmayı seçmesidir. Boyutları ne olursa olsun, seçtikleri modele tam olarak uymuyorsanız ürünleri üzerinizde istediğiniz gibi görünmeyecektir. Markalar arasındaki bu uyumsuzluk maalesef kaçınılmazdır ve birçok farklı nedenden kaynaklanmaktadır.
Bazı kıyafetlerin üzerinize uymayışının bedeninizden değil de kıyafetlerden kaynaklandığını öğrenmek, kendinizi sevme yolculuğunuzda önemli bir adımdır. Unutmayın ki insan bedenleri seri üretimden çıkmış ürünler değildir. Her beden birbirinden farklıdır; bu yüzden her bedenin kendini bulacağı beden tablosu da farklıdır. Üzerinize uygun kıyafeti bulmak direkt olarak özgüveninize etki edecektir. Bunun için bedeninize uygun kıyafetlere ve beden tablolarına sahip olan mağazaları bulmanız gerekecek.
Sana Hitap Eden Aktiviteyi Bul
Egzersiz yapmak, harekete geçmek gibi söylemler birçoğumuz için bedenlerimizi istenen kalıplara sokmak adına beynimize kazınmış kalıplar haline geldi. Sporu, toplumun bize çizdiği haritayı takip edip güzellik algılarına sığan bedenlere sahip olmak için bir cezalandırma aracı olarak kullanmaya başladık. Birçoğumuz bedenlerimizin “yeterince iyi” olmadığı düşüncesiyle spor yapıyoruz. İhtiyacımız olan şey ise bu düşünceyi gözden geçirmek. Spor, sizin için kendinizle kaliteli vakit geçirdiğiniz, sizi sağlıklı tutan ve size iyi hissettiren bir şey olmalı, sizi cezalandıran bir şey değil. Herkesin vücudu ve ihtiyaçları farklıdır; kabiliyetleri ve kapasiteleri de. Bu sebeple her spor türü herkese hitap etmeyebilir. Koşmak, ağırlık kaldırmak, yorucu uzun süreli kardiyolar gibi çeşitli denemelerde bulunup hoşlanmamış olabilirsiniz. Tam tersi şekilde yoga, pilates gibi sporlar da size uygun olmayabilir. Bunun için size en uygun olduğunu düşündüğünüz sporu bulmak gibi bir keşif yolculuğuna çıkabilirsiniz. Size bir çocuğun oyun oynarken hissettiği gibi hissettirecek spor alanını bulmak özgür ve keyifli hissetmenizi sağlayacaktır. Kendinizi kısıtlayıp zorlamaktansa, eğlenmenin yeni yollarını keşfedin. Unutmayın, spor yapmak güzellik algılarına uyum sağlamak için değil, kendinizi iyi ve sağlıklı hissedip doyasıya eğlenebilmek için sizinle!
Kendinizle Olan İlişkinize Öncelik Verin
Daha önce hiç kötü bir ilişkide bulundunuz mu? Kendinizden bahsedemeyip kendiniz gibi davranamadığınız, sadece karşı tarafı dinlediğiniz, doğum günlerinizin unutulduğu bir ilişki? Zihinsel ve fiziksel sağlığınız arasında bir denge kurmayı reddettiğinizde, kendi kötü partneriniz haline gelirsiniz. Toksik, faydasız, ve hayal gücünden yoksun. Ama bu ilişkide değişim mümkün. Kendi yanınızda olmak, arada bir güzel bir yemekle kendinizi şımartmak, kendinizi sevmek… Bu bedeniniz ve zihniniz arasında kuracağınız bağın bir başlangıcı. Düşünceli, nazik, şefkatli olun ve kendinize iyi davranın. Çünkü vazgeçemeyeceğiniz, bitiremeyeceğiniz tek ilişki kendinizle olan ilişkinizdir.
Kendinizi sevmek emek ve vakit gerektiren bir süreçtir; ama çabanıza değeceğine emin olabilirsiniz. İyi tarafı ise, yolda ilerledikçe sürecin kolaylaşacak olması. Kendinize söylediğiniz tüm güzel sözlere içten inandığınız gün olduğunuzdan daha güçlü hissedecek, ve şimdiye kadar sahip olduğunuz en iyi ilişkiye sahip olacaksınız. Yıllarca insanların size neyin doğru neyin yanlış olduğunu söylemesini bir kenara bırakıp gerçek benliğinizi ortaya çıkaracağınız bu süreç sizin en değerli yolculuğunuz olacak.