Plus-size modanın son zamanlarda fazlasıyla büyümesi, birçok kadının hayatını kolaylaştırmasının yanında büyük pozitif etkilere de sahip. Moda trendleri, podyumlarda yürüyen mankenler, büyük markalar plus-size modayı tanımaya ve benimsemeye başladıkça hem toplumun hem de kadının beden algısına dair düşüncesi ve bakış açısı büyük oranda etkileniyor. Kadınların modaya ve belirlenen güzellik algılarına uymasındansa, modanın ve güzellik algılarının kadınların doğal yapısına ve doğal güzelliğine göre şekillenmesi düşüncesi de giderek yayılıyor. Peki “standart” kadın bedeni ne zaman ve nasıl 38 beden altı olarak belirlendi?
Plus-Size Modası Nasıl Ortaya Çıktı?
1940’larda, “hızlı moda” yani giyim ürünlerinde seri üretime geçilmesi sürecinde bazı beden kalıpları belirleyip bu kalıplar üzerinden üretime geçmek hem daha kolay hem de daha düşük maliyetli bir seçenekti. Belirlenen standart beden kalıpları sonucunda toplumdaki beden algısının değişmesi ise tabii ki kaçınılmaz bir sonuç. Genellemelere ve üreticiler tarafından belirlenen kalıplara sığmayan kadınlar ise kendilerini bu kalıplara sokma ve bu standartlara uyum sağlama ihtiyacı hissetti.
Günümüzde ise beden ve güzellik algımız ile moda arasındaki ilişkiye olan bakış açımızı en çok etkileyen faktörler büyük markalardaki temsili görseller ve podyumlarda karşılaştığımız modeller. ABD ve birçok Avrupa ülkesiyle beraber Türkiye de dahil olmak üzere ortalama kadın boyu 160 cm civarlarında iken, moda mankenleri için ideal görülen boy aralığının 173-180 cm olmasıyla da kadınlar toplumun ve hızlı moda sektöründeki üreticilerin belirlediği standartlara uymak zorunda bırakılıyor. Hızla gelişen ve büyüyen plus-size moda sektörü ise bu yolda atılan en etkili adımlardan oluşuyor.
Büyük Beden Modanın Yükselişi
Son yıllarda büyüyen body positivity, yani vücut olumlama hareketi ile kadınlar bedensel farkındalıkları yükselirken ve moda endüstrisine ayak uydurmak yerine moda endüstrisinin kendilerine ayak uydurmalarını sağlamaya başladı. Bu sayede ortaya çıkıp gelişen plus-size moda endüstrisi kadınlara kendi bedenlerine uygun, gerçekçi kalıplara sahip kıyafetlere kolaylıkla erişebilmeye başladı. Araştırmalara göre, plus-size kadın giyim satış geliri, 2021’de 2019’a kıyasla %18 artış gösterdi. Bu da kadın giyim pazarındaki diğer alanlardan neredeyse üç kat hızlı bir artış demek. Yani plus-size giyim endüstrisinin büyümesi kadınlar için önemli olduğu kadar aslında giyim endüstrisi çalışanları ve üreticileri için de önemli.
Plus-Size Modanın Beden Algımız Üzerindeki Etkisi
Plus-size giyim sektörünün yükselmesi ile birlikte sosyal medya, büyük markaların podyum temsilleri gibi birçok alanda plus-size mankenler görmeye başladık. Bu da endüstrinin de kadınlara uyum sağlamayı kabul etmeye doğru bir adım attığını gösteriyor. Toplumda hızla büyüyen plus-size moda algısı sayesinde ise kadınların beden algısı değişmeye devam ediyor. 49 kadının dahil olduğu bir araştırmada, kadınlara farklı beden tiplerine sahip 12 moda mankeni gösterilerek kalp atışları kaydedildi. Araştırma sonucunda ise kadınların en yüksek beden memnuniyetini plus-size mankenleri görüntülerken, en yüksek sosyal karşılaştırmayı ise “standart” beden mankenleri görüntülerken deneyimledikleri görüldü. Bu da, kadınların medyada ve toplumda plus-size mankenleri görmelerinin önemini gösteriyor. Kadın bedenini belli kalıplara sığdırmaya çalışan moda sektörü ise, kadınların kendilerini oldukları gibi kabul edip sevmesinden büyük oranda etkilenip plus-size giyim üretimine daha geniş yer vermeye başlıyor. Bu da günümüzde podyumlarda gerçekçi ve plus-size mankenlere daha fazla yer verilmesini sağlıyor. Kendi bedenlerine daha yakın, mükemmeliyetçilikten uzak mankenlerin taşıdığı markalara ise kadınların duyduğu sempati artıyor. Böylece hem kadınlar, hem de markalar plus-size modanın büyümesinin olumlu etkilerini deneyimliyor.
Moda Endüstrisinde Plus-Size’ın Geleceği
Dünya çapında kadınların genel beden aralığı göz önünde bulundurulduğunda markaların geniş beden aralıklarına sahip olmalarının bir zorunluluk olduğu görülüyor. Yani ek bir hizmetten ziyade, bu büyük bir ihtiyaç. Belli bir bedenin üzerindeki kadınların yalnızca kendi bedenlerine uygun bulabildikleri kıyafetleri giymeleri ise bu kadınların istemeden de olsa modadan uzaklaşmaları ve kendilerini modaya uygun görmemeleri ile sonuçlanıyor. Yakın zamana kadar çoğu markanın benimsediği dar beden aralığı da bu durumu destekler nitelikteydi. Fakat son yıllarda birçok marka beden aralıklarını genişletme kararı alarak beden olumlama hareketine katkı sağladılar ve her bedenden her kadının stil sahibi olabileceği gerçeğini ortaya koydular.İstatistiklere göre, ABD’deki kadınların %67’si 44 beden ve üzeri giyiniyor; diğer ülkelerde de ortalama durum pek de farklı değil. Bu da moda endüstrisindeki üreticilerin, büyük markaların neden zamanla büyük beden giyime yöneleceğinin ve beden aralıklarını genişleteceğinin en büyük kanıtı. Yani tahmin edeceğiniz üzere, plus-size giyimin hayatımızda ve moda sektöründe kapladığı alan gün geçtikçe büyüyemeye devam edecek!